MİLGEM SENFONİSİ
II. BÖLÜM
“Molto vivace”
“Oldukça Canlı”
Viya Böyle!..
Prof. Dr. Nurhan Kahyaoğlu
@nkconsultum
”Dikkat edilirse görülür ki, Türk’ün denizlere hâkimiyet devri kendi gemilerini kendi yaptığı zamanlardır. ’Akdeniz bir Roma deniziydi.’ diyenlere ‘Hayır, Akdeniz bir Türk gölü idi!’ diye cevap verebilmemizi temin edenler, yalnız Barbaroslar, Turgutlar değil, tersanelerde bu amirallere gemi hazırlayan meçhul gemi mimarları ve ustalarıydılar.”
Abidin Daver
Meçhullerden …
Ata Nutku
Muhittin Etingü
Faruk Erler
Saffet Kıyası
MİLGEM 1993 yılında ilk konuşulmaya başlandığında mümkün olduğunca yüksek yerlilik oranına ulaşmak temel hedef olarak belirlenmişti.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca (SSM) -o günlerde henüz Başkanlık olmamıştı- 2000 yılında gerçekleştirilen ilk ihaleden sonuç alınamayınca, Deniz Kuvvetleri K.lığı karargâhında yeni tedarik modelleri üzerinde yoğun çalışmalar başladı. O zaman ben Dz.K.K. Gemi İnşa Daire Bşk. idim ve MİLGEM projesinden sorumluydum. Tüm karargah geceli gündüzlü çalıştı. Bu süre içinde Daire Başkanı olarak, dönemin Dz. K. K.'ı Oramiral Özden Örnek’in Başkanlık ettiği, istişarelerde bulunulan ve kararlar alınan Dz.K.K.’lığı Amiraller Kurulu’na; proje tedarik yöntem alternatifleri yanı sıra geminin teknik özellikleri ve karakteristiklerinin belirlenmesi hususlarında sunumlar yapıldı.
Bir dizi toplantı sonrasında nihayet 2004 Mart ayı başlarında toplanan Amiraller Kurulu toplantısında; hem tedarik yöntemi, hem teknik hem de proje yönetim esaslarının belirleneceği ve karara bağlanacağı bir toplantı yapılacağı ve bu çerçevede bir etüd ve sunum hazırlanması direktifini aldık. Ben ve arkadaşlarım (Gemi İnşa Daire Bşk.lığı Elektronik ve Savaş Sistemleri Daire Bşk.lığı personeli) toplam 18 adet tedarik alternatifi üzerinde çalışarak sonuçta toplam iki adet seçeneğe indirdik. Dönemin Dz. K.K.lığı Teknik Başkanı Tuğamiral Mehmet Ali Çınar Başkanlığında bir ekiple çok detaylı bir etüd çalışması ile tedarik yöntemi bire indirildi. Toplantı günü sunum öncesi çok heyecanlıydım, çünkü sunumu ben yapacaktım. 1998 yılından beri içinde bulunduğum, sorumluluklar aldığım MİLGEM projesinin nasıl gerçekleştirileceği, sürecin nasıl olacağı kısacası MİLGEM’in geleceği görüşülecekti. Ora. Özden Örnek Başkanlığındaki Dz.K.K.lığı Amiraller Kurulu karşısında yaptığım sunumun henüz başlarında Kuvvet Komutanı birden sözümü keserek “Dur!” dedi, “İşte MİLGEM projenin stratejisi bu!..” ve bir kez daha oku dedi. Ben korku, şaşkınlık, heyecan sarmalından bir-iki saniye içinde kurtularak söylediklerimi bir kez daha tekrarladım. Özetle strateji şu idi: “Projenin ana hedefi; maksimum yerli katkı oranına (yüzde 50) ulaşılacak şekilde; kısa vadede (ilk 5 yıl) ilk gemi (prototip gemi) Dz. K. K.lığı sorumluluğunda dizayn edilecek, dizayn, entegrasyon, inşa, test-tecrübe ve performans sorumluluğu İstanbul Tersanesi Komutan’lığında (İTK) olacak şekilde yine İTK'da inşa edilecek, orta vadede (5-10 yıl) ikinci gemiden itibaren Dz.K.K.’lığı ihtiyacı olan bu gemiler özel sektör tersanelerinde, ihtiyaç olursa ikinci gemi inşasına İTK da katkı sağlayabilecek şekilde inşa edilecek; uzun vadede de (10-15 yıl) dizayn, entegrasyon ve performans sorumluluklarının tamamı yerli özel sektör tarafından üstlenilerek gemiler yerli sivil özel sektör tersanelerinde inşa edilip yurt dışına satılacak yani yerli özel sektörümüzün gemileri ihraç edecek ünsiyete ulaşmaları sağlanacaktır". Arz ettiğimiz hususların tamamı onaylandı. İşte o an MİLGEM projesinin fiilen başladığı andı. Bu sürecin detaylarını Özden Örnek Amiralin MİLGEM kitabında (Kırmızı Kedi yayınları) bulabilirsiniz. Bu karar üzerine SSM ile birlikte yapılan çalışmalar sonunda 2004 Şubat ayında Savunma Sanayi İstişare Kurulu (SSİK) tarafından, birinci geminin dizayn, entegrasyon ve en önemlisi inşa ve tüm performasyon sorumluluğu ile teslimat takvimi sorumluluğu ITK'da, Lojistik ve Sözleşme yönetimi (ana kontraktör sorumluluğu) SSM'de olacak şekilde; 12 adet ‘Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi’nin tedarik edilmesi kararı alındı. Bu karara göre, ilk MİLGEM, prototip bir gemi olacak ve bütçesi Savunma Sanayi Destekleme Fonu (SSDF) tarafından aktarılacak kaynak ile karşılanacaktı.
Şu kaçınılmaz bir gerçektir; Tüm gemi inşa projelerinde en önemli unsur, dizayn ve performans sorumluluğudur. Bu sorumluluk yüklenici tarafından üstlenilmezse proje gerçekleşemez, bunun bir başka alternatifi yoktur. Sonuç olarak MİLGEM Projesinde bu sorumluluğu İstanbul Tersanesi Komutanlığı ve bağlısı Milgem Proje Ofisi (MPO-DPO) üstlenmiştir. Dizayn ve performans sorumluluğu kadar önemli diğer bir sorumluluk da tedarik faaliyetlerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde, zaman planına uygun olarak yapılmasıdır. Projenin tedarik faaliyetlerinden sorumlu olan SSM’in platform inşa ve donatım malzeme ve hizmetlerinin tedariki için Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı (TSKGV)’nın bir şirketi olan Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret (STM) A.Ş. ile sözleşme yapmış, böylece STM A.Ş. yerli firmalar ile İTK ve DPO arasında etkin bir arayüz oluşturmuştur. STM üstlendiği bu görevle, askeri gemiler için gerekli (MİLSPEC, NAVSPEC vbg, askeri özel kriterlere sahip) malzeme, ekipman ve sistem geliştirme konusunda yerli sanayiye sağladığı desteğiyle, projenin milli sanayi imkanlarıyla gerçekleştirilmesinde büyük rol oynamıştır. Burada; 2020 yılında kaybettiğimiz, o dönemin STM A.Ş. Deniz Projeleri Direktörü görevinde bulunan, (E) Tuğamiral Savaş Onuru anmadan geçemeyiz. Katkı ve çabaları unutulmayacaktır.
Projenin ilk dört gemisinin tamamının hizmete girişi; tüm dizayn, entegrasyon ve inşa aşamaları dahil toplam 15 (onbeş) senede tamamlanmış ve gemiler başarıyla kullanıcılarına teslim edilmiştir. Bu büyük bir başarıdır, uygulanan bu modelle, daha önceleri savaş gemisi dizaynı ve inşası konusunda yeterli tecrübeye sahip olmayan diğer yerli (sivil) dizayn ve üretim firmalarının da –70’den fazla ana yüklenici, yaklaşık 200 alt yüklenici- dizayn, inşa ve entegrasyon süreçlerine katkıda bulunmaları sağlanmış, bu firmalar hem savaş gemisi üretimi alanında tecrübe kazanmışlar hem de sonraki projelerde risk alabilecek güvene kavuşmuşlardır. Ulaşılan yerlilik oranı % 65’tir.
Dört gemilik bu projede başarının, projelerde görev alan tüm asker-sivil, özel sektör-kamu paydaşların, tüm karar vericilerin özverili çabalarıyla sağlandığı aşikârdır.
Yüzde yüz yerli dizayn ve sistemler entegrasyonu özelliği ve ulaşılan % 65 yerlilik oranıyla MİLGEM projesi bir fenomen olmuştur ve özel sektörde gerçekleştirilen (senfoninin takip eden bölümlerinde ele alınacaktır) diğer projelerde yüzde 70-75’e varan yerlilik oranıyla 2004 yılında icra edilen MİLGEM brifinginde belirtilen kısa ve orta vade milli deniz savunma sanayi hedeflerine ulaşılarak üçüncü aşamaya geçilmiştir.
Gelinen bu noktada, Türk deniz savunma sanayi, sadece milli savunma unsurlarımızın ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda Pakistan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Malezya, Türkmenistan vb. gibi yabancı ülke deniz savunma/güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan birçok projeyi başarıyla tamamlamışlar, bir kısmı da başarıyla sürdürmeye devam etmektedirler. Yurt dışına ihraç edilen/edilecek bu projelerde gemi dizaynı da dahil olmak üzere (en önemli kalemdir, çünkü, MİLGEM dizaynı fikri mülkiyet hakları bizimdir yani Türkiye’ye aittir) yerli yan sanayimizin katkıları da yaklaşık % 70-75’e ulaşmıştır.
Senfoninin bu bölümünde tempo “Oldukça Canlı” olmalıdır; Viya Böyle!..
Comentarios